17 Aralık 2013 Salı

Yağmur ve His

Doğduğunda hiçbir şeyin farkında olmayan ve masum olarak görülen çünkü her daim yeni doğan çocuğun masum ve günahsız olduğu düşünülen bir bebekti. Bir kaç yıl boyunca yağmurun farkında değildi. İlk defa yağmur ilgisini çektiğinde beş yaşındaydı. Annesine “Anne, gökten su sızıyor!” demişti. Annesiyse onu yağmurla tanıştırmıştı. O an onu büyüleyen bir şeylerin farkına daha varamamıştı. Ancak temel atılmıştı. Yıllar geçti, yağmurlu, yağmursuz yıllar. Bir gün dünyanın yaşadığı andan uzakta ve sanki yüzlerce kişinin arasında değilmiş gibi gökyüzüne baktı ve yağan su damlacıklarını ağır çekimde izledi. Etrafından geçenleri aldırmadan, omuzlarına çarpan omuzları hissetmeden, su damlaları haricinde hiçbir şeyi düşünmeden yağmuru izledi. Yağmuru diğer her şeyden daha çok sevmeye başlamıştı. Önce arkadaşlarının yerine koydu onu. Sonra ailesinin. Önce babasının, sonra kardeşinin ve en sonunda annesinin bile yerine koydu. Yağmurun yağmadığı günlerde hareketlerini azalttı ve minimuma indirdi. Gerekmediğini düşündüğü şeyleri yapmadı ve olabildiğince az hareket etti. Reflekslerini yavaş yavaş kaybetmeye başladı. Ona çarpan tek bir şeye önem veriyordu o da yağmurun damlalarıydı. Herkesten ve her şeyden ve hiç kimsenin olmadığı, tamamıyla bir hiçliğin, unutulmuş bir diyarın ıslak ve sürekli yağmur alan topraklarına adımını attı. Kulağını yağmura, gözlerini göğe verdi. Dilini çıkardı ve tadına baktı. Zaman zamansa kokladı. Çırılçıplak bir şekilde yağmuru hissetmek için kendini yağmura adadı. Artık göz kapakları bile yağmura tepki vermez olmuştu. Gözüne damlayan su, göz kapağını kıpırdatamıyordu. Ağzı öylece açıkta kalmıştı ve dili dışarıdaydı. Üşüdüğünün farkında olmadan ve gözlerini bir an olsun kırpmadan öylece donakalmıştı. Ağzı suyla, gözü yaşla doldu. Yağmurun suyunda ve göz yaşlarında boğuldu. Hayata istediği gibi veda etti. Bedeni yere düşerken cebinden bir not düştü. Ancak yazılar silikleşmişti ve bu notu alabilecek kimse yoktu. Son sözleri kimseye ulaşamadan hayatına veda etmişti. Mutlu olduğunu sanarak mutsuzluk damlalarıyla boğulmuştu. Kendini kandırmıştı ama yağmuru asla.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder