20 Aralık 2013 Cuma

Irmak

Biraz yarıda kalmış bir hikâye ama devamına gerek olduğunu düşünmüyor ve bu hikâyeyi özellikle Irmak'a atfediyorum

-Anne bu ne?
-Et
-Nasıl yani sen veya ben mi varız tabakta?
-Hayır tatlım, o bir hayvanın eti. Biz insanlar hayatımızı sürdürebilmek için etleri yiyoruz. Sende çene çalmayı bırak ve yemeğini ye. Ben önüne ne koyarsam onu yiyeceksin küçük hanım.
-Ama anne...
-...
-Ama anne...
-...
Kız o anda ağlamaya başladı. Nerdeyse krize girecekti. Ama köpeği "hav-hav" onu teselli etmek ister gibi hırladı. Kız sakinleşti ve köpeğine sarıldı. Teşekkürler hav hav.
Kız annesine dönerek çatallanmış sesiyle konuştu.
-Anne ben bunu yemek istemiyorum.
-Neden kızım?
-Çünkü ben ağladığımda hav-hav yanımda oldu. O benim dostum. Diğer hayvanlar da olmalı. Sen arkadaşını yiyor musun anne?
-Hayır.
-Hav-hav'ı yer miydin anne?
-Hayır.
-O zaman bu eti neden yemeliyim anne?
-Yemene gerek yok kızım.
Kafası karışan kız annesine sorgulayan gözlerle baktı.
-A-ama yemelisin demiştin.
-Evet dedim.
-Ama şimdi yemene gerek yok diyorsun.
-Evet eti yemene gerek yok ve bana karşı çıkıp yemek istemediğin için mutlu oldum. Ve tabağında ki şey de et değil.
-Yani yeseydim mi kızacaktın bana?
-Evet kızacaktım ama sana değil. Kendime.
-Neden anne?
-Çünkü seni kötü yetirmiş olacaktım.
-Biliyor musun kızım?.. Hav-hav sen doğduğundan beri bizimle ve sen daha bebekken seni korumuştu.
-Beni neyden korumuştu anne?
-Başka bir insandan. Bir insan seni kaçırmaya çalıştı ama hav-hav havladı durdu. Adamın paçasını yırttı. Tüm mahalleyi ayağa kaldırdı ve bizden önce seni o korudu.
Kız tekrar ağlamaklı oldu. Annesi onu kucağına alıp sandalyeye oturdu ve diğer eliyle köpeği sevdi.
"İşte bu ve bunun gibi şeylerden dolayı ve bundan da öte onların da bir canları olduğu için onlarla ilgilenmeliyiz. Severek ye onları. Öp sarıl okşa!
-TAMAM ANNE!
-Baban seninle gurur duyardı. Akşam en sevdiğin şeyi yapacak baban sana. Hele bi duysun.
-Vuuuu uçaaaaaak piyuuuu uçacağım yihuuuu!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder