10 Şubat 2014 Pazartesi

Yardım

Kendimin farkına varmaya başladığım zamanlarda daha ufak bir çocuktum. Etrafı gözlemleyerek başladım kendimi anlamaya ve devam ettim yıllar boyu kendi gerçeğimi aramaya. Bu arayışım esnasında babam vefat etti. Annem yapayalnız kaldı. Bana bakmalı ve evi geçindirmeliydi. Bir yandan da acısıyla baş edebilmeliydi ki bu en zor olanıydı. Annemin içten içe öldüğünü görünce ona ufak ufak yardım etmeye çalıştım. Dışarıdayken ondan hiçbir şey istemedim. Ona yük olmamalıydım. Aksine onu omuzlarımda ben taşımalıydım. Evde ki her işe yardım ettim. Okulumda en iyi notları aldım. Onu üzmemek için elimden gelen her şeyi yaptım. Ama hayatımın en kötü günü tarafından gafil avlandım. Annem de ölmüştü. Annemle beraber benim de içimden bir şeyler kopmuştu. İçimde bir boşluk oluşmuştu ve ben bu boşluğu doldurmak için bir şeyler yapmalıydım. Kendimi biraz olsun tanıyordum. Kendimi yardım ile bulmuştum. Öyleyse yapılacak tek şey vardı. Yardım etmek.

Bu sırada ben liseye gelmiştim ve ananemle beraber kalıyordum. Dedem daha ben doğmadan vefat etmişti. Lise de kısa sürede dostlar edindim ve dost edinmemin tek sebebi vardı. Onlara yardım etmek. Hayatımın yegane amacı buydu.

Bir süre sonra lisedeki herkesi tanıyordum. Ve okulumdaki herkeste beni tanıyordu. Önce başarılarımla akıllarına dolanmış, daha sonra etrafıma olan ilgimle gözlerini almıştım. Çevreme edeceğim yardımı bir sonraki aşamaya taşımalıydım. Ardı ardına üniversite bitirdim. Dünyaya yardım etmeliydim. Milyarlar, trilyonlar kazandım ve tüm paramı dünya için kullandım. İçimdeki boşluğu unuttuğum zamanlardı o günler.

Dünya gerçekten de iyi bir yer haline gelmeye başlamıştı ve beni örnek alan insan sayısı da çoğalıyordu. Hemen hemen herkes beni tanıyordu. Ne yazık ki ben herkesi tanımıyordum. O kadar zeki bir beyne sahip değildim. Zaman zaman bir beynim olduğuna dair şüphelerim de olurdu. Çünkü kendimi yardım etmeye odaklanmış bir robottan fazlası olarak göremezdim. Robot dahi olsam kendime daha iyi davranmam gerekirdi. Bunu kendime borçluydum. Ama ne yazık ki, o kadar iyi biri değildim.

Çabalarım meyve verdiği anda ve yardım edecek hiçbir şey kalmayınca bir anlığına dünyam durdu. Gözlerim karardı ve bayıldım. Kendime geldiğimde üstüm berbat bir haldeydi ve yağmurun da yardımıyla çamurlaşmış yerin içinde yatıyordum. Sizi kimin tanıdığının önemi yoktu. Ne yaptığınızın da, çünkü o an kaçacakları bir yağmur vardı ve bu ne benden ne de bir başkasından önemli olamazdı.

Yapacak hiçbir şeyimin olmadığını fark ettiğim anda kendimi adayabileceğim tek bir şey vardı. O da yağmurdu. Beynim resetlenmişti ve sokağın bir başında yalnız başına oturan bir adam gördüm. O adamın yanına oturdum ve bana bir şeyler anlattı. Ona "Evet." cevabını vermeden ve beni yalnızlığıma terk etmeden önce sorduğu son soru şuydu;

"Bir başkasında kendini görmeye hazır mısın?"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder